Ambalaj sektörü sanayi ve perakendenin her dalına destek sağlayan önemli sektörlerin başında geliyor. Bu sektörde plastik, kağıt, karton, cam, metal ve ahşap gibi destek ve ürünlerin satışını kolaylaştıracak ürün güzellemeleri dikkat çekiyor. Bu sayımızda ambalaj sektörünün dünü, bugünü ve gelecek hedefleri noktasında sektörün önemli oyuncu ve derneklerinin açıklamaları ışığında araştırma dosyası hazırladık. Sektörün tarihçesine bakmadan önce Ambalaj Sanayicileri Derneğinin son dönemde yapmış olduğu bugünün sektör rakamları ve gelecek hedeflerini inceleyelim…
Son dönemde gelişen teknoloji ve nüfusun etkisiyle artan ambalaj talebinin ülkemiz tarafından hem yatırımlar hem de teknoloji anlamında iyi değerlendirildiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda sektörün değerlendirmesini yapan Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir 2023 yılı sektör hedefinin 10 milyar dolar olduğunu belirtirken, Türkiye’de yaklaşık 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketin ambalajlarla sağlandığına vurgu yaptı.
Değerlendirmelerde bulunan ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, ambalaj üreticileri olarak sadece gıda ve içecek değil sağlık, temizlik, hijyen başlıkları başta olmak üzere tüm sektörlere hizmet verdiklerini belirtti.
Türkiye ambalaj sektörünün 2021’de 28 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaştığı aktaran Sarıbekir, “2022’de sektörümüz 180 ülkeye 3 milyon 300 bin ton ambalaj ihracatı gerçekleştirdi ve 7,5 milyar dolarlık ihracat geliri elde etti. 2022’de sektörümüzün dış ticaret fazlası 2,7 milyar dolar oldu ve ülke ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan dış ticaret açığının kapanmasına sağladığımız katkıyı artırarak sürdürdük. Bununla birlikte, ihracat birim fiyatımızla Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans gerçekleştirmeye devam ediyoruz,” ifadelerini kullandı.
2030 hedefi 50 milyar dolar ihracat
Zeki Sarıbekir, cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023’te Türkiye ambalaj sektörünün pazar büyüklüğünü 28 milyar dolardan 30 milyar dolara, kişi başı tüketimi 325 dolardan 380 dolara, ihracatını ise 8 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini belirtti.
Sarıbekir, şöyle devam etti: “İhracatta 2023 için yeni hedefimizi 10 milyar dolar olarak yeniden belirledik. Ülkemizde yaklaşık 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağlıyoruz. Türkiye’de toplam GSYİH’nin yüzde 60’ı ambalajla mümkün olmuştur. 2030 yılına ise sektör büyüklüğümüz için 50 milyar dolar, ihracat için de 20 milyar dolar hedef koyduk. Sektör olarak rekabet gücümüz ve potansiyelimiz yüksek. Türkiye ambalaj sektörünün ürünleri dünyada 180 ülkeye direkt ve dolaylı ihraç ediliyor. Türkiye ambalaj sanayisi, Avrasya’nın ambalaj merkezi olma yolunda kararlı adımlarla yürüyor.”
Ambalaj sektörü olarak bir yandan büyümeye ve ülkeye daha fazla katkı sunmaya odaklandıklarının aktaran Sarıbekir, diğer taraftan gelecek için sürdürülebilirlik konusunda çalışmalarını da hızlandırdıklarını sözlerine ekledi.
Ambalajın önemi nedir?
Ambalaj kısaca söylemek gerekirse içerisindeki ürünün koruyucusudur. İçinde bulunan ürünün çarpma, ıslanma, zedelenme gibi fiziksel deformasyondan korur. Diğer yandan ambalaj, ürünün tüketiciye en ekonomik yolla ulaşmasını sağlarken, depolama kolaylığı da sunmaktadır. Ambalajın en önemli görevlerinden birisi de, üzerinde yazılı olan ağırlık, üretim tarihi, fiyat, son kullanma tarihi, ürünün içeriği, üretici firmanın kimliği ve kullanım açıklaması gibi taşıdığı bilgilerle tüketiciye gönül rahatlığıyla seçim ve kullanım kolaylığı sağlamaktadır. Bu tüketiciye kolaylık sağlarken aynı kolaylığı satış sorumlusuna da sunmaktadır.
Ambalaj içerisinde bulunan ürünün tüm özelliklerini tüketiciye bildirmesi adına adeta ürünün dili niteliğindedir. Günümüz yaşam şartlarının değişimini, yalnız yaşayan birey sayısının artışını göz önünde bulundurursak özellikle porsiyonel ambalajların üretiminde artış yaşanmaktadır. Son dönemin yoğun çalışma temposunda insanların yemeye, içmeye ve alışverişe ayırdıkları süreleri daha minimal kullanmaları dolayısıyla, tercih kullanım ve taşıma kolaylığı nedeniyle ambalajlı ürünler tarafına yönelmiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi gelişen toplumlarda ambalajlı ürün tercihi ve tüketimi, gelişmemiş ülkelere oranla daha da fazla olduğu görülmektedir.
Ambalajın tarihçesi
Araştırmalara göre; ambalajlama ilk önceleri büyük boyutlu yaprak gibi doğal malzemelerle başlamış, daha sonra dokunmuş malzeme ve çömlekler gibi ürünlerle seri üretime geçilmiştir. Cam ve ahşap ambalajların yaklaşık olarak 5000 yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir. 1823 yılında İngiliz Peter Durand’ın yaptığı sac levhadan yapılma ilk metal ambalaj olan “canister” bu alanda bilinen ilk patentli ambalaj ürünüdür. Çift dikişli üç parçalı teneke kutu 1900 yılında kullanılmaya başlanmış, kağıt ve karton 1900’lü yıllarda önemli ambalaj malzemeleri haline gelmiştir. Daha sonraları plastiğin keşfedilmesiyle beraber kağıt ambalajın yerini alacak ambalaj malzemesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Araştırmacılar plastiklerin ambalaj uygulamalarında kullanılmasının genel olarak İkinci Dünya Savaşından sonra geliştiğini belirtirken buna neden olarak da Polietilen malzemenin savaş yıllarında çok miktarda üretilmiş olduğunu ve savaştan hemen sonra da piyasada kolayca bulunabilen bir malzeme haline gelmesini göstermektedirler. Plastik ambalaj sektöründeki büyüme 1970’li yıllardan bu yana hız kazanmıştır. Günümüz teknolojisi ve şartları ile bu daha önceleri kullanılan malzemeler yerlerini, kullanıma daha uygun, hijyenik ve ekonomik olan cam, metal, plastik, kağıt ve karton malzemelere bırakmıştır. O yıllarda sadece taşıma ve depolama amaçlı kullanılan ambalaj bu yeni malzemelerle ürünün reklamını da yapar hale geldi. Dolayısıyla artık ambalaj satış politikasının da bir parçası haline geldi. Çünkü raflarda yan yana dizilip müşterisini bekleyen aynı tip ürünler arasındaki fark; artık ambalajıyla öne çıkmaktadır.
Türkiye’de ambalaj malzemesi üreten yaklaşık 3000 firma mevcuttur. Bu firmaların büyük çoğunluğu orta ve küçük ölçekli firmalardır. Ambalaj sektöründeki firmalar yoğun olarak İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Konya, Kocaeli, Gaziantep, Adana, Kayseri ve Manisa’da faaliyet göstermektedir.
Kağıt ambalajın başlangıcı Çin’e dayanıyor…
Şekillendirilebilir en eski ambalaj malzemesi kağıttır. İşlenmiş dut ağacı kabukları M.Ö. 1. ve 2. yüzyıllarda Çin’de yiyecekleri sarmak için kullanılırken; sonraki bin beşyüz yıl boyunca kağıt yapma teknikleri geliştirildi ve Ortadoğu’ya aktarıldı. Buradan Avrupa’ya, oradan da 1310’da İngiltere’ye gelen kağıt yapma teknikleri 1690 yılında da Amerika’ya ulaştı. İlk ticari karton ve kutu, Çin’den 200 yıl sonra 1817 yılında İngiltere’de üretilirken; oluklu kağıt 1850’lerde ortaya çıktı. Ticarette el yapımı tahta kasaların yerini oluklu kartonlar, kutular almaya başladı. 20’nci yüzyıl ise kağıt ve karton ambalajının en parlak dönemi oldu.
Türkiye’de ambalaj sanayinin gelişimi
Türkiye ambalaj sanayi hızlı gelişen bir sektördür. Hızlı kentleşme, nüfus artışı, yaşam standartlarının yükselmesi, kadınların iş hayatına katılımındaki artış, tüketim alışkanlıklarındaki değişmeler, alışveriş merkezlerinin yaygınlaşması ile perakende alışveriş eğiliminin artması, tüketim ürünlerine olan talep artışı ve ihracatın artması sektörün hızlı gelişmesindeki başlıca etkenlerdir. Türkiye’de ambalaj malzemesi üreten yaklaşık 3000 firma mevcuttur. Bu firmaların büyük çoğunluğu orta ve küçük ölçekli firmalardır. Ambalaj sektöründeki firmalar yoğun olarak İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Konya, Kocaeli, Gaziantep, Adana, Kayseri ve Manisa’da faaliyet göstermektedir. Sektörde faaliyet gösteren firmalar; plastik, kağıt-karton, metal, cam ve ahşap ambalaj olmak üzere beş ana grupta üretim yapmaktadırlar. Türkiye’de plastik ambalaj üretimi yaklaşık 3,7 milyon tonun üzerindedir. Türk PE ve PP dokuma torbalar ve çuvallar sektörü önemli üretim ve ihraç kapasitesine sahiptir. Kağıt, karton ve oluklu mukavva ürünleri, ambalaj sanayinin önemli sektörlerden biri haline gelmiştir ve ambalaj sanayindeki üretimin büyük bölümü bu sektöre aittir Türkiye gelişmiş bir cam sanayine sahiptir. Cam sanayinde, Türkiye Şişe ve Cam Fab. A.Ş. iç pazara hâkim durumdadır ve Anadolu Cam, cam ambalaj ihracı yanı sıra ambalaj üretim teknolojileri de ihraç etmektedir. Cam ambalaj, geri dönüşümün büyük önem kazandığı günümüzde, özellikle gıda sektöründe kullanılmaktadır. Ahşap ambalaj; en çok tarımsal ürünlerin (yaş meyve, sebze vb.) ambalajlanmasında kullanılan ahşap kutu, kasa ve paletlerden oluşmaktadır. Sektörde ISO ve yeni ISPM 15 standartlarında üretim yaygındır. Ayrıca Türk ambalaj sektörü kalitede dünya standartlarına ulaşmıştır. ISO 9000, ISO 14001 ve ISO 22000 alan firma sayısında önemli bir artış vardır. Sektörde araştırma ve geliştirme ve bu bağlamda yapılan ambalaj tasarımları dünya çapında rekabet edebilmek için büyük önem kazanmış durumdadır. Türk ambalaj üreticileri ulusal ve uluslararası çevre düzenlemeleri ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmekte ve bu düzenlemelere uyum göstermektedirler. Yürürlükte olan “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ile a) Çevresel açıdan belirli ölçütlere, temel şart ve özelliklere sahip ambalajların üretimi, b) Ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, önlenemeyen ambalaj atıklarının tekrar kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım yolu ile bertaraf edilecek miktarının azaltılması, c) Ambalaj atıklarının çevreye zarar verecek şekilde doğrudan ve dolaylı olarak alıcı ortama verilmesinin önlenmesi, ç) Ambalaj atıklarının belirli bir yönetim sistemi içinde, kaynağında ayrı toplanması, taşınması, ayrılmasına ilişkin teknik ve idari standartların oluşturulması amaçlanmıştır.
Dünya’da ambalaj sektörünün gelişimi
Ambalaj sanayisi sektöründe büyümeyi sağlayan etkenler; kentleşme, inşaat ve konut yatırımları, gelişmeye başlayan sağlık hizmetleri sektörü ve Brezilya, Çin, Hindistan ve bazı Doğu Avrupa ülkeleri gibi gelişmekte olan ekonomilerdeki hızlı büyüme olarak sıralanabilir. Gelişmekte olan bölgelerde harcanabilir kişisel gelirde yaşanan artışlar tüketimi artırmakta ve artan tüketim sonucunda ambalaj talebi de yükselmektedir. Örneğin, tüketiciler üzerindeki zaman baskısı nedeniyle çamaşır ve bulaşık makinesi gibi beyaz eşyalarda yaşanan talep artışı, sadece bu eşyaların paketlenmesi için gerekli olan ambalaj talebini değil, bu makinelerin çalıştırılması için gerekli olan ev bakım ürünleri talebini ve dolayısıyla bu ürünler için gerekli ambalaj talebini de artırmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığının en son 2020 yılında yayınladığı verilere göre; 2019 yılı dünya ambalaj sanayi ihracatı yaklaşık 300 milyar dolar olmuştur. Bir önceki yıla göre yüzde 3,1 oranında azalmıştır. Dünya ambalaj ihracatının yüzde 55,5’ini plastik ambalaj, yüzde 30,4’ünü kağıt-karton ambalaj oluşturmaktadır. Sırasıyla ihraç edilen diğer ambalaj ürün grupları; metal, cam ve ahşap ambalajlardır. Dünyanın en büyük ambalaj ihracatçı ülkeleri Çin, Almanya, ABD, İtalya, Japonya ve Fransa’dır.
Dünya ambalaj sanayi ithalatı 2019 yılında 297,1 milyar dolar olmuştur. Dünya toplam ambalaj ithalatının yüzde 55,7’sini plastik ambalajlar, yüzde 30,5’ini kağıt-karton ambalajlar, yüzde 7,5’ini metal ambalajlar, yüzde 3,6’sını cam ambalajlar ve yüzde 1,5’ini ahşap ambalajlar oluşturmaktadır. Dünyanın en büyük ambalaj ithalatçı ülkeleri sırasıyla ABD, Almanya, Çin, Fransa, Meksika, İngiltere, Kanada, Hollanda İtalya, Belçika ve Polonya’dır.
Hedef daha az enerji, daha az malzeme, daha fazla ambalaj!
Dünya ambalaj sektörü, ambalaj üretiminde mümkün olan minimum malzeme kullanarak ambalaj üretimi konusunda çok detaylı çalışmalar yapmaya devam ediyor. Böylelikle hedef; mümkün olan minimum hammadde, doğal kaynak ve enerji kullanımı ile sürdürülebilir bir ambalajın üretimini sağlamak. Ulusal ve uluslararası mevzuat da ambalaj üreticilerini ve ambalaj kullanıcılarını bu konuda çalışmalar yapmaları için yasal sorunluluk getirmekte. AB Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifine göre ambalajlar içerisinde ürün için temel şartları sağlamak kaydıyla minimum hacim ve ağırlıkta üretilmesi ve içeriğindeki tehlikeli maddenin en aza indirilmesi gerekmektedir.
Gelişen teknoloji ile birlikte metal, cam, plastik ve karton ambalaj sektörleri, üretilen ambalajların ağırlıklarının azaltılması yönündeki çalışmaları hızlı bir şekilde sürdürmektedir. Bu konuda yeni hammadde ve prosesler formüle edilerek, fiziksel özellikleri daha iyi malzemeler üretmeyi mümkün kılan teknolojilerinde yardımıyla, ambalaj malzemelerinin ağırlığının azaltılması çalışmaları başarılı olmuştur.
Daha hafif oluklu mukavvaların kullanılması özellikle gelişmiş ülkelerdeki kâğıt ve karton ambalaj pazarlarında önemli bir eğilimdir. Avrupa’da hafif malzemelere yönelik kapasite artırımlarına gidildiği için, düşük ağırlıktaki oluklu mukavvalar giderek daha çok kullanılmaktadır.
E-ticaretin büyümesi, ambalaj tüketimini artırıyor…
E-ticaret sitelerinin kullanımının artışıyla birlikte kargoda kullanılan plastik kargo poşetleri ve ambalaj malzemeleri tek bir kullanım için plastik krizinin daha da büyümesine neden oluyor. Bu konuda görüş bildiren IdeaSoft CEO’su ve TOBB E-ticaret Meclis Üyesi Seyhun Özkara, önümüzdeki dönemde online alışverişin daha da artacağını ve bu durumun kargo atıklarında daha büyük tehlikeler oluşturacağını açıklayarak önemli önerilerde bulunuyor. E-ticaret sektöründeki en önemli sorunların birinin kargo ambalajları ve sürdürülebilirlik ilişkisi olarak vurgulayan Özkara, “Günümüzde giderek bilinçli hale gelen tüketiciler, ambalajların geri dönüştürülebilir olmasını ve hatta ilk etapta geri dönüştürülebilir malzemeden yapılmış olmasını da istiyor. Ücretli ya da ücretsiz en güvenli ambalajı sağlamak, iyi bir paket açma deneyimi sunmak ve elbette tüm bunların gezegene saygılı şekilde üretilmesi, e-ticaretin büyüme sürecine de çok önemli katkı sağlamaktadır.
İngiltere’de yapılan bir araştırma olan DeliveryX Raporu-Ambalaj 2023’ü inceleyen ve değerlendirmelerde bulunan Özkara, “Birleşik Krallık, perakendecilerinin ambalajlarını gezegenin iyiliği için nasıl değiştirdiklerini, kişiselleştirdiklerini araştırdı. Araştırmada tüketicilerin e-ticaret ambalajı hakkında ne düşündüğü sorgulanmış. Özellikle de yakın zamanda yapılan bir PWC araştırmasında tüketicilerin yüzde 43’ünün önümüzdeki 6 ay içinde online alışverişi artırmayı planladığını ortaya koymuşken, ambalaj meselesi çok büyük önem taşıyor.”
Ambalaj atıkları tüketiciler için de büyük önem taşıyor
Doğru ambalaj türü tüketiciler için çok önemli. RetailX’in konuyla ilgili tüketici anketi, Birleşik Krallık’taki tüketicilerin yüzde 52’sinin değerli bir ürün için “güvenli ve uygun” ambalajın çok önemli olduğunu düşündüğünü ortaya koydu. Örneğin; küçük bir şişe yüz kremi satın alan bir müşteri, evde çalışmak için bir masa sipariş eden bir müşteriden çok farklı ambalajlar bekler ki, bu son derece haklı bir beklenti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, koruma faktörünün araştırmaya katılan katılımcıların yüzde 40 tarafında çok önemli olduğu ifade edilmiş ve yüzde 51’inin de önemli olarak değerlendirdiği görülmüş. Yani neredeyse yüzde 91 tüketici ambalajı ya önemsiyor ya da çok önemsiyor.
Kuşak farklılıkları dikkat çekiyor
Araştırma sonuçlarına göre; tüketicilerin artan sürdürülebilirlik talepleri ve amaca uygun ambalaj ihtiyacı ile ilgili ilginç olan şey ise; ambalaj için ödeme yapmaya istekli müşteriler arasındaki kuşak farklılığı. 59-77 yaş arası Boomers kuşağının yarısı ambalaj için ekstra ödeme yapmaya hazırken, 11-26 yaş arası Z kuşağının sadece yüzde 36’sı aynı şeyi yapmaya hazır. Paraya çevirecekleri miktar konusunda bir miktar anlaşma var ve her iki grubun çoğunluğu iyi bir ambalaj için e-ticaret alışverişlerine ambalaj ücreti eklemekten memnun.
Ambalaj ve Çevre
Ambalaj Sanayicileri Derneğinin hazırlamış olduğu içerikte ambalaj sektörünün detayları anlatılırken; ambalajla çevre ilişkisi oldukça güzel anlatılmış. Ambalaj modern hayatın bir vazgeçilmezi olarak hayatımıza fayda sağlarken; çok eski zamanlardan beri insanoğluna bu kadar hizmeti dokunan ambalajın çevreye bir zararının olmaması yine biz insanoğlunun tekelinde.
Ülkemizde de Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmeliğine göre geri dönüşümü mümkün olmayan malzemelerin ambalaj üretiminde kullanılmaları yasaktır. Dolayısı ile geri dönüşümlü malzemelerden üretilmiş bu ambalajların kullanım ömürlerini tamamladıktan sonra geri dönüşüm sürecine girmeleri gerekmektedir. Bu aşamada topluma da bu konuda bilinçli davranıp kullanılmış ambalajlara bir çöp muamelesi yapılmaması gerekmektedir. Toplumun bu konuda bilinçli davranmadığı durumlarda çevre kirliliği baş göstermeye başlar.
Ambalaj atıkları kesinlikle çöp değildir. Çoğu zaman içtiğimiz bir meyve suyunun, yediğimiz bir gıdanın veya aldığımız yeni bilgisayarımızın ambalajlarını evsel atıklarımızla birlikte aynı kutuya atarız. Oysaki ambalaj atıkları birçok sektörde ikincil hammadde olarak kullanılabilecek değerli malzemelerdir. Bizler ambalajın bu değerinin farkında olmazsak, her gün ellerimizle ülkemizin ve dünyamızın doğal kaynaklarını da yok etmiş oluruz. Günümüzde sınırlı sayıda olan düzenli depolama tesislerinin de evsel atıklarımız ile hızla dolduğu düşünülürse, daha kalıcı bir çözüm arayışı başlaması kaçınılmazdır.
Ambalaj çöp değil, değerli bir malzemedir derken bir şeyi atlamamalıyız. Her atık eğer doğru işlenir ise çöp haline gelmez.
Sadece ambalaj atığı değil her türlü atığı değerlendirebiliriz. Bu yöntemleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Yeniden kullanım: Ambalajın kendi yaşam döngüsü içinde tekrar kullanımının imkânsız olacağı zamana kadar, toplama ve temizleme dışında hiçbir işleme tabi tutulmadan yeniden doldurularak veya aynı şekli ile aynı amaç için kullanım ömrünü tamamlayıncaya kadar kullanılabilir olduğunu anlatır.
Geri dönüşüm: Geri dönüşüm terim olarak, kullanım sonrası atık malzemelerin çeşitli fiziksel ve kimyasal işlemler ile hammadde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılmasıdır. Geri dönüşümlü malzemelerden üretildiğini belirttiğimiz ambalajlar için geri dönüşüm oldukça uygun bir bertaraf metodudur.
Enerji geri kazanımı: Yanabilir özellikte (belirli bir kalorifik değere sahip) olan atıkların, ısı ve elektrik enerjisi elde etmek amacıyla tek başına ya da diğer atıklarla birlikte özel dizayn edilmiş tesislerde yakılması işlemidir.
Kompost: (Organik Geri Dönüşüm) Kompostlaştırma, organik maddelerin kontrollü koşullar altında biyolojik olarak ayrıştırılmasıdır. Kompostlama işleminde bazı organik maddeler CO2 ve suyla parçalanır. Bu işlem yaklaşık 60-65 0C’de ve yüzde 80-90 civarında nem içeren özel tasarlanmış bölümlerde gerçekleşir. İşlem sonrasında atık koyu renkli, humus benzeri bir yapıya sahip zengin bir toprak türüne benzer. Böylelikle kompostlanabilir atıklar bu metot ile enerji kaynağı olarak gübre yerine kullanabilmektedir.